Rüyalarınızın Derinliklerine Yolculuk
buyukruyatabirleri.org'a hoş geldiniz, rüyalarınızın içinde gizlenen sırları çözmenin kapısına. Rüya sözlüğümüz, doğruluk ve ilgi uyandırmak için titizlikle hazırlanmış, sürekli olarak güncellenen bir derleme olarak duruyor.
Rüya sembolojisi, anlamları ve yorum sanatıyla ilgili eşsiz kaynaklarımızla dalın. Tüm seviyelerden arayanlar için aydınlatıcı bir rüya ansiklopedimizde gezinin ve erişilebilir rüya ansiklopedimizde gezinin.
Kelebek Rüyası Üzerine Düşünceler
Uykunun sessiz odalarında, bir zamanlar kendimi bir rüyada buldum; bir kelebek olarak rüzgarlar üzerinde dans ederken, varlığımın saf kanat çırpışının verdiği saf mutluluğun dışında hiçbir şey bilmiyordum. Kelebeğin geçici peleriniyle sarılırken, insan kendim hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Ancak, şafak nazik parmakları beni gece yolculuğumdan uyandırdığında, uykusuz gerçekliğin soğuk gerçeğiyle uyanmıştım. Şimdi, uyanıklığın içinde, düşünüyorum: Gerçekten bir adam olduğumu düşleyen bir kelebek miydim, yoksa şimdi, bu uyanık hayatta, sadece bir kelebek olarak insanlığı düşleyen bir kelebek miyim?
Zhuangzi
İmam Nablûsî “Ta’tîrü’l-En’âm fi Ta’bîri’l-Menâm” ismini verdiği eserinin önsözünde Allah’a hamd, Resulü’ne salât ve selamdan sonra şöyle demektedir:
-Yüce Allah kerîm kitabında buyuruyor ki:
“Onlar için dünya hayatında da, âhirette de müjdeler vardır. “(1)
Bu mübarek âyetin tefsirinde müfessirlerden bazıları: “Dünya hayatındaki müjdeden murad, dünyada bizzat kendisinin veya kendi hakkında bir başkasının gördüğü sâlih rüyadır. Ahiretteki müjdeden murad ise Allah’ı görmektir.” demişler ve bu âyet-i celîleyi böyle izah etmişlerdir.
Kâinatın Efendisi de şöyle buyurmuşlardır:
“Sâlih rüyaya inanmayan kimse Allah’a ve ahiret gününe iman etmemiştir.”
Müminlerin temiz ve pak annesi Hazret-i Aişe (r.anha) demiştir ki:
-Resûlullah (s.a.v.)’de vahyin başlangıcı sâlih rüyalardı. Herhangi bir rüya gördüklerinde sabah aydınlığı gibi aynen zuhur ederdi...
Rivayet edilir ki, bir gün Allah’ın Resulü, Hazret-Î Ebu Bekir (r.a.)’e hitaben dediler ki:
-Yâ Ebâ Bekir, öyle bir rüya gördüm ki, güya ikimiz bir merdivenden çıkıyor muşuz, ancak ben seni iki basamak geçmişim!..
Hazret-i Ebu Bekir (r.a.) ılık gözlerini Allah Resulünün mübarek cemaline dikip:
-Ey Allah’ın Resulü, dedi. Allah sizin ruhunuzu alıp rahmetine kavuşturduktan sonra ben iki buçuk sene daha yaşarım!.. (Cihan sıddikı Hazret-i Ebu Bekir’in bu tâbiri aynen gerçekleşmiştir...)
Yine bir başka gün Allah’ın Resulü, Hazret-i Sıddîk-ı Ekber’e: -Yâ Ebâ Bekir, dediler. Rüyamda gördüm ki, siyah bir koyun bana tâbi olup benim peşimden ve o siyah koyuna da beyaz bir koyun tâbi olup onun peşinden geliyordu...
Hazret-i Ebu Bekir (r.a.), Nebiler Nebisinin rüyasını şu şekilde tâbir ettiler ve dediler:
-Ey Allah’ın Resulü, size ilk önce Araplar tâbi olacak, Arab’a da Arap olmayanlar ittiba edecektir...
(Bu tâbir de ayniyle kısa zamanda zuhur etti.)
Yüce Allah, Hazret-i Yûsuf’a rüya ilmini ihsan ve ikram buyurmuştu. Buna işaretle Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor:
“Rabbin seni seçecek ve sana rüya tâbirini öğretecektir.”(2)
Rüya ilmi, insanlığın ve âlemin başlangıcından beri akıp gelen bir ilimdir ki, nebiler ve resuller o ilim ile amel etmişlerdir. Peygamberlerin çok kerre rüya ile verdikleri haberler, kendilerine rüya ânında Rableri tarafından vahyedilen şeylerdir.